Ofis ortamı, her zaman eğlenceden uzak ve sıkıcı bir ortam olarak görülmektedir. Google ve Yemek Sepeti şirketlerini göz ardı edersek tüm şirketlerde böyle diyebiliriz. İşlerin yolunda gidebilmesi ve satış hedefinin doğru şekilde tamamlanması için baskı altına ister istemez giren ofis çalışanları, günün sonuna doğru kendilerini tükenmiş hissetmeye başlarlar.

Bu olay artık o kadar normalleşmiştir ki; öğleden sonra yapılan mesaideki işlerin yavaşladığına alışır hale gelmişizdir. Fakat bu durum verimliliği fazlasıyla düşürmektedir. Peki, ofis çalışanları için çalışma koşulları nasıl iyileştirilebilir? Temel anlamda bu işlemi nasıl gerçekleştirebiliriz?

Ofis ortamını güzelleştirmeye çalışma ortamı ve eşyaları güzelleştirmekten başlamalıyız. Herkesin bildiği ofis ortamı; standart, sıkıcı ve ofis malzemeleri, mobilyaları ile dolu bir ortamdır.

Sizler de kendinizin veya çalışanlarınızın ofisine baktığınızda içinizin açılmadığını hissediyorsanız, diğer insanların da bu duygulara sahip olduğuna emin olabilirsiniz.

Ofis mobilyalarının standart kullanımı, şirketin imajına leke geleceği düşünüldüğünden git gide yaygınlaşmaktadır. Şirketler, bu standart ofis mobilyaları ile çevreye ciddi bir şirket imajı yansıtmaya çalışsa da ofiste çalışanlar için kasvetli ve sıkıcı bir yer halini almaktadır.

Renkli ofis mobilyalarının dikkati dağıttığı savunulsa da gerçek böyle değildir. Renkli eşyalar ve cazibeli renklerle donatılmış bir ofis ortamı, yaratıcılığa maksimum düzeyde etki eder. Yalnızca yaratıcılık da değil, iç açıcı tasarımlar personelin işi sevmesini ve işine sahip çıkmasını da beraberinde getirir. Bunun sonucu olarak çalışma azmi artar ve verimlilik en tepeye ulaşır.

ofis mobilyaları

Ofis mobilyalarında henüz yaygın olmayan canlı ve renkli detaylar, çalışanlara motivasyon sağlar. Kasvetli ortama renkli kıyafetlerle giren bir kişi düşünün. Ortamın havası nasıl değişirse ofis ortamının da havası o denli değişecek ve sıcak bir ortam olacaktır. Uykulu bir halde kasvetli ofis ortamına giren personel, gittikçe içine kapanacak veküçüldüğünü hissedecek böylelikle işler gözünde büyüyecektir.

Sinema tarihinin en iyi filmleri arasında bulunan Hair adlı filminde, Let the sunshine in adlı şarkı herkesin aklına kazınmıştır. Barış ve özgürlük dolu bir dünyada yaşayacağımız ümidiyle diyoruz ki: “Bırakın ışık içeri girsin.”

Gerekli olmadıkça ofis ortamını karanlık ve kasvetli yapmaktan kaçınmalı, üretkenliği bu şekilde arttırmalısınız. Penceresi olmayan ofislerde havalandırma imkanı olmadığı için bir süre sonra çalışanlar için çalışmak işkenceye dönüşür.

Eğer bu yazımızı bir ofis çalışanı olarak okuyorsanız, “Ben ne yapabilirim ki?” diye düşünebilirsiniz. Basit düşünerek perdeleri açabilir ya da küçük bir araştırma sonrası Zivella ile eşyaları değiştirebilirsiniz. Böylelikle motivasyonunuz ve dolaylı olarak üstlerinizin size bakış açısı da olumlu yönde değişecektir. Eğer patronunuz eli sıkı biri değilse bu detayları düzgün bir dille anlatırsanız mutlaka size yardımcı olacaktır diye düşünüyoruz.

Bu yazımızı dünya tarihinde yer eden bir söz ile bitirmek hoş olacaktır diye düşünüyorum;

“Hiç dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla ve asla yorulmazlar.”

Mustafa Kemal Atatürk