Deniz’in Hikayesi
İlk defa okuduğum bir kitap için bir değerlendirme/yorum yazısı yazıyorum. Bunun içinde biraz heyecanlıyım açıkçası. Umarım güzel olur.
Öncelikle yazarla ve onun kitabıyla nasıl karşılaştığımdan bahsetmek istiyorum.
Dilek Neşe Açıker’i, Bozkurt K. Yılmaz ile beraber yazdıkları “Evladıma Miras Bu Sevda” kitabı ile tanıdım.
O kitapla tanışmam da her Fenerbahçe taraftarının bilip söylediği;
“Bir gün girsek biz mezara,
Gözümüz kalmaz arkada,
Evladıma Miras Bu Sevda.” bestesiyle oldu.
Belki o kitaba nasip olmadı kitap yorumu yapmak ama o kitabı herkesin, özellikle her Fenerbahçe taraftarının okumasını tavsiye ediyorum. Bazen okuduğum bir kitabı tekrar okumayı severim. Birkaç kitabı 3-4 defa okumuşluğum var. Evladıma Miras Bu Sevda’yı da bir gün tekrar okursam onun da yorumunu yapmak nasip olur inşallah.
Şimdi gelelim “Denizin Hikayesi’ne”.
Benim şöyle bir huyum vardır. Aslında kitap okuyan herkes için geçerlidir bu durum. İçinde kendimi bulduğum kitapları okurum hep. Kitaba başladığımda 5-6 sayfa geçmeden kendimi buluyorsam o kitap benim için iyi bir kitaptır.
Denizin Hikayesi’de böyle bir kitap. Yazar öyle güzel anlatmış ki hikayeyi, olayların içinde buluyorsunuz kendinizi. Yazar size bir şeyler anlatıyormuş gibi görünen ama okumaya başladıktan sonra, hikayenin içinde kendinizi bulduğunuz, Mahur’un yaşadıklarını, sanki siz yaşıyormuşçasına, sizi kendine bağlayan bir kitap.
Biraz da kitabımızın ana karakterinden bahsedelim.
Hayatın ona yaşattığı tüm iyi ve kötü şeylerle, kendinden vermeden, kendine katarak, çoğalarak değişen ve kızı için dim dik duran bir kadının hikayesi.
Tesadüfler ve hataların getirdiği durum aslında Mahur’un başarısının hikayesi. Mahur, kitapta bunu eleştiriyor ama hakikaten de öyle.
Hayalleri olan bir kadın ve hayallerinden hiçbir zaman vazgeçmiyor. Dim dik durmasının sebeplerinden biri de bu.
Yıkıldıkça yeniden ayağa kalkan, ama hep eksik, arazlı, defolu…
Mahur, kazanmayı, başarıyı, üretmeyi ve yalnızlığı seçiyor…
Son olarak Fidandan da bahsetmezsek olmaz.
Fidan, Mahur’un küçük kızı. Fidan’ın Mahur’u olduğu gibi kabul etmesi, Mahur için Mahur’dan fazla direnmesi her şeyin başlangıcı oldu aslında.
Mutlaka okunması gereken kitaplardan.
Dilek Hanıma bu güzel kitabı için teşekkür ediyorum.
Kitabı Satın Almak İsterseniz: http://www.dr.com.tr/Kitap/Denizin-Hikayesi/Dilek-Nese-Aciker/Edebiyat/Turk-Oyku/urunno=0000000590623
Yazar Hakkında:
Ben Burak Değirmencioğlu. Nam-ı Değer “Mühendis Bey.”
Sakarya Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği 3. Sınıf öğrencisiyim. 1907 ÜNİFEB Sakarya Üniversitesi’nde yaklaşık olarak 1,5 sene yönetim kurulu üyeliği yaptım. Halen orada yönetimde olamasam bile devam ediyorum ve Sakarya Üniversitesi Robot Topluluğu’nda da faaliyetlerim oluyor.
Bloğumdan bahsetmek istiyorum.
Yazmayı, okumayı, araştırmayı seven bir insanım. Bu sevdiğim şeyleri de kendi bloğumda paylaşıyorum.
Blogum geniş kapsamlı bir blog. Teknoloji, Mühendislik, Edebiyat, Spor, Müzik, Sinema ve Tiyatro gibi konularda yazmak için açtım bu bloğu. Genel olarak Teknoloji ve Mühendislik ile ilgili yazacağım ama onun dışındaki konularla da ilgilendiğim için hobi olarak o konularla ilgili de yazıyorum ve de yazacağım ve 1907 ÜNİFEB’te üyelerin köşe yazısı yazma imkanı var. Genel olarak 1907 ÜNİFEB ve Fenerbahçe ile ilgili yazılar yazılıyor. Benimde yayınlanmış 2 tane köşe yazım var. Onları da bloğumda bulabilirsiniz.
Blogumu ziyaret etmek isterseniz: http://muhendis-bey.blogspot.com.tr/