dunya-kadinlar-gunu

Dünya Kadınlar Günü

Tüm kadınların ”Kadınlar Günü” kutlu, mutlu olsun. Son günlerde yaşanılan olaylar, kadınlara verilmesi gereken değerin verilmediğini gösteriyor. Aslında, olay sadece kadınlara yapılan şiddet olarak algılanmamalı. Eğer öyle değerlendirilirse sorun hiç bir zaman çözülemez. Kimileri, ”o kadın hak etmiştir” diyecek, kimileri kadınlar üzerinden reklam yaparak kendi çıkarları için bu durumu kullanacaktır. Kimileri de suçu bazı kesimlere, bazı siyasilere, bazı şahıslara atarak bu işten sıyrılmaya çalışacaktır.

  Bu konuda bir suçlu varsa tek sorumlusu ”biziz”. Herkes sorumlu bu işte. Çocuğunu yetiştiren anne-baba, öğretmenler, iş verenler, esnaflar, öğrenciler… aklınıza kim gelirse. Herkes suçu birbirine attığından bu sorun bir türlü çözülemiyor. Ayrıca sorunu sadece kadına şiddet olarak algıladığımız için de problem dallanıp budaklanıyor.

  Asıl sorun, şiddettir. Günümüzde her alanda şiddete maruz kalan insan sayısı artmakta. Her yerden cinayet, kavga, soygun vb. şiddet unsurlu haberler duyuyoruz, okuyoruz, görüyoruz. İşte bu ”şiddet sorunu” çözülmeli. Şiddetin neden kaynaklandığı bulunmalı ve ona göre önlemler alınmalı. Gerekli tedbirler alınmadıkça, sadece şiddet var, şiddet var” demekle yetiniriz. Burada en çok iş anne ve babalara sonra öğretmenlere düşüyor. Ebeveynler, çocuklarını ahlaklı bir şekilde yetiştiremezse, saygıyı-sevgiyi iyi öğretemezse, topluma faydası olmayan, yeri geldi mi şiddetten çekinmeyen bireyler peydah olacaktır. Ki her yerde bu insanlardan sürüsüyle var.

  Günümüz kadınlar günü, güzel şeyler yazmak isterdim, ama dün gördüklerimden sonra yazamadım. Dün metrobüse bir anne ve kızı bindi. Annesi bağırmaya başladı kızına:”Neden beni bu kadar beklettin? Bir saattir bekliyorum” diye. İlk bakışta sorumsuz bir çocuğa söylenen bir cümle olduğunu düşünüyoruz. Normal karşılıyorum o yüzden. Sonra kadın, durmadan kızına hakaret etmeye başladı. ”salak, gösteririm ben sana, hayatımı mahvettin, hele bir yaz tatili gelsin ben ne yapacağımı bilirim.” Kız, ”tamam anne” diyerek konuyu kapatmaya çalışıyor. Milletin ortasında kavga etmek doğru değil. Kız bunun farkında. Sonra kız sordu: ”Anne Sefaköy’de mi ineceğiz?” Bakın şirret kadın ne diyor: ”Cehennemin dibinde ineceğiz. Cehenneme gidersin inşallah.” gibi hakaretlerini uzun bir süre dile getirdi. Şimdi bir şey desen denmez. Kızına bağırdığına mı kızarsın, kızına o kadar kişinin ortasında bağırdığına mı kızarsın.

  İşte böyle, bir anneden yetişen kızın sonu nasıl olacaktır. İlk fırsatta kaçacaktır. Ya da sırtını dayamak isteyeceği bir kişi, bir şey bulacaktır. Hatalara düşmesi o kadar ki o kızın. Eğer şiddeti çözmek istiyorsak, en baştan çözmeye başlamalıyız. Saygı ve sevgi kültürünü benimsemiş bir ebeveyn yetiştirmek en gerekli şeydir.

görsel: pozitifnakliyat.com