Küfür Moda mı Oldu?

Son zamanlarda küfür etmek o kadar moda oldu ki-bizim millet zaten nerede saçma iş varsa hemen moda haline getirir-gerçekten çok şaşırıyorum. Tamam hemen hemen hepimiz kızdığımız zaman küfredebiliyoruz. Bazen öfkelendiğimizde elimizde olmadan ağzımızdan kötü sözler çıkabiliyor. İnsanlık hali işte, çıkmasa daha iyi. Bazen de bilerek üzerine basa basa bizi kızdıran durumlara ve kişilere küfrediyoruz. Hoş bir durum değil, fakat insanız kötü şeyler de yapabiliyoruz. 

Günümüzde artık küfür sinirle söylenen bir eylem olmaktan çıktı; normal bir yaşayış halini aldı. Hatta bunun ötesine geçti; bir küfür moda akımı oluştu. Bunu en çok da tetikleyen sosyal medya. Sosyal medyada sırf insanları birbirine düşürmek ve oradan rant kazanmak isteyen bir çok sosyal medya sayfaları, grupları ve en çok  da web siteleri, bu bayrağı en ön safta taşıyanlar arasında.

Bu işi yapanların başında hepimizin bildiği büyük web siteleri var. İsim vermeye gerek yok, hepimiz biliyoruz. Özellikle kadınlar üzerinden konu açıp bunu tartışma ortamı yaratıyorlar. Cins*llik üzerine yazılan konularda insanlar-özellikle kadınlar- aşağılandığı için dikkat çekiyor ve kendini bilmezler rahatsız edici yorumlar yazdığı için konu uzuyor ve küfürler havada uçuşuyor. Yani insanların damarlarına nasıl basılacağını iyi biliyor. Siz o sitede küfür ederek vakit geçirdikçe o insanlar sizin üzerinizden para kazanıyor. Siz bilmeden ya da bilerek o site sahiplerinin cebine paraları indiriyorsunuz.

Bakıyorum bu durum sadece sosyal medyada ya da büyük web sitelerinde değil, kişisel bloglarda veyahut farklı konulardaki bloglarda da hüküm sürüyor. Farklı blogları tanımak için blog yazılarını okurken denk geliyorum. Bazı blogların sahipleri-ki özellikle bayan blog yazarları-küfür dolu hakaret dolu aşağılayıcı makaleler hazırlıyorlar. Yani içindekileri olduğu gibi bloglarına aktarıyorlar. Hepimizin kızdıkları kişiler ve olaylar var. Hepimiz haklı gerekçeler ile eleştirilerde bulunuyoruz. En çok eleştiride bulunan kişisel blog yazarlarından biri de benimdir. Fakat hiç bir zaman eleştirilerimde hakaretler içeren sözler kullanmadım.

Bazıları diyecek ki ”özgür bir ülkedeyiz, isteyen istediğini yazabilir küfürlü de yazar. İstemeyen okumasın.” Evet, haklısınız. Fakat dikkat etmediğiniz bir konu var: siz blog yazarken yazdıklarınızı sadece aklı başında insanlar okumuyor. Genç kız ve erkek arkadaşlarımız da okuyor. Siz küfrüm ve hakareti aşılayan bir makale yazdığınızda o genç arkadaşlarımız da etkilenerek bir blog açarsa aynı hadde sahip olacak ve eleştirirken küfredecek, bir takım insanları aşağılayacak. Ve bunun olmasında sizin parmağınız olacak. Siz kötüyü öğreten bir model olacaksınız. Böyle bir model olmak ister misiniz?

Küfürlü içerikler hazırlayan blog yazarlarının başında maalesef bayan arkadaşlar çoğunlukta (bazı bayan arkadaşlar kızacak, ama çoğunluğu anlayacaktır diye düşünüyorum) Sanırım kızgın zamanlarına mı denk geliyor bilmiyorum, hunharca eski erkek arkadaşlarına hayata ailesine arkadaşlarına dünyaya, aklına kim ve ne gelirse saydırıyorlar. Ben bu yazıları okurken o kadar rahatsız oluyorum ki anlatamam. Ha ben hiç küfretmediğim için mi rahatsız oluyorum, ya da bir bayanın ağzından duyduğum için mi, hayır. Bir okuyucu olarak rahatsız oluyorum. Bir blog yazarı olarak rahatsız oluyorum.

Geçenlerde bu konuda bir bayan blog yazarını uyardım-haddim olmayarak. Yazdıklarının genç arkadaşlarca da okunduğunu, kötü bir model olacağını söyledim. Yine haddim olmayarak kaldırmasını rica ettim. Gelen yanıt beni sevindirdi ve kötü kelimeleri kaldırdı. İyi bir içinde olduğumu anladığı için ricamı kabul etti sağolsun. Aynı davranışı başka birisi gerçekleştirmeyebilirdi. ”Sana ne istediğim gibi yazarım, sen kimsin?” diye cevaplayabilirdi. Ama dönütü saygılıydı. (içten teşekkür ediyorum.)

Blog yazarlarının özellikle kişisel blog yazarlarının bir model olması gerektiğini düşünüyorum. Yazılarımızı birileri için yazmıyoruz, fakat bu yazıları birileri okuyor; bunu unutmamak lazım. Her şekilde saygılı bir dil kullanma taraftarıyım; her ne kadar kızgın olup küfürler saydırmak istesek de. O yüzden siz de eğer böyle bir durum ile karşılaşırsanız uyarın. Özellikle genç yazarları uyarın. Çekinmeyin! En fazla ”sana ne?” cevabını alırsınız. O cevabı vereni de bırakın istediği gibi yazsın.

Bu makaleyi yazma amacım hiç kimseyi kötülemek, aşağılamak ya da yargılamak değil. Hatta hiç mi hiç hakkım yok, birilerine tavsiye vermede. Lakin bazı önemli değerlerin yok olduğu ve duyguların istismar edilerek kavga ortamı oluşturulduğu bu dönemde saygılı, ahlaklı, sağduyulu gençlere örnek olmak için adım atmalıyız. Özellikle blog yazarlarının bu konularda bilinçli ve bilinçlendirici olması gerekir diye düşünüyorum. Bir zamanlar kötü, ahlaksız, saygısız diye tabir ettiklerimizin normalleştirilmesine izin vermeyelim. Makaleyi sonuna kadar okuduğunuz için teşekkür ederim.