dizilerin-cocuklar-ustundeki-olumsuz-etkileri

Dizilerin Olumsuz Etkileri

Çok fazla televizyon izleyen birisi değilim. Film ve dizileri genelde internetten izliyorum. Ama arasıra televizyonda neler var bakıyorum. Neler var tv’de peki? Bir çok dizi var. Ben de her defasında açıyorum, birini izliyorum. Yani o kadar saçma, o kadar anlamsız, o kadar gereksiz dizi var ki… Zevkler ve renkler tartışılmaz buna saygım var, lakin bir çok dizinin konusu aynı. Bir kaç yakışıklı, kaslı, zengin abi ve bir kaç güzel, bakımlı abla. Bu bayan ve erkek bir şekilde karşılaşırlar ve aşk başlar.

  Hemen hemen hepsinde aynı mantık var. Kız ve erkek tesadüf eseri çarpışırlar (kitaplar yere düşer, toplanırken el teması olur), kavga ederler, birbirlerinin üzerine düşerler falan filan- karşılaşırlar ve birbirlerine hemen oracıkta aşık olurlar. Saniyeler geçmez, birden nasıl aşık oldularsa, ilginç. İlk görüşte aşk var tabi ki –ama bir çok dizi de aynı sahne işlenmek zorunda mı? Ya da aşk başka türlü olmuyor mu? Ya da hemen bir ten teması ile aşık olunur mu? Ayrıca yakışıklı abi ve ablalarımızın hepsi cool(?) takılıyorlar. Karizmatikler… Her hallerinden karizma ve güzellik fışkırıyor.

  Aşk ilişkileri de bir başka. Bir kız on erkek aşıktır ya da bir oğlana on kız aşıktır. Kızlar birbirleriyle didişir, erkekler birbirleri ile kavga eder istediklerine sahip olmak için. Sonra aşık olduklarını elde ederler, ondan bıkarlar başka birine aşık olurlar. O ona aşık, kavga eder, başka birisi ilgi gösterir ona aşık olur, sonra eskine döner vesaire… Böyle ilişkiler yok mu, tabi ki var. Ama bu dizilerin hepsinde bu konu işlenmek zorunda mı? İsimleri de benzerdir. ‘’Portakal mevsimi, kavun kokusu, aşk çıkmazı, aşk günü, aşk kaçmaz, aşk, yakışıklı güzele aşık…’’ Aşk sözcüğü o kadar çok kullanılır ki, aşkı o dizilerden öğrenmemiz gerekir(?)

  Ha bir de bu dizilerde hep bir yerlerde partiler, balolar, cafcaflı toplantılar ve buluşmalar vardır. Pahalı arabalar, motorsikletler, restoranlar… Hepimizin hayatı tabi ki böyle geçiyor. Ayrıca küçük çocuklar, yaşları 30’muş gibi davranır. Büyük büyük sözler söylerler, ağa olurlar, kendilerinden büyüklere söz geçirirler. Sonra koskoca adamlar da liseli olur, kendinden beklenmeyecek hareketleri sergilerler, çocukça yanlışlar yaparlar. Yine tabi ki içimizdeki çocuk ölsün demiyorum. Ama aptalc hareketler normalleştirilmesin değil mi?

  bu dizileri, büyük küçük hepimiz izliyoruz. Farkında olanlar izlemeyi bırakır. Ya da dizideki olumsuzlukları almaz. Ama genç arkadaşlarımız, yeğenlerimizi, kuzenlerimiz, çocuklarımız da izliyor. Onlar izledikçe izlediklerinin normal olduğunu, bir çok insanın böyle yaşadığını sanıyorlar. Bu da üzerlerinde olumsuz etkiler bırakıyor. Yaşayamayacakları ya da yaşanmaması gereken bir hayatı hayal ediyorlar. Bu uğurda da yanlış yapıyorlar. Bizim gözümüz kulağımız açık olsun ki, büyük hatalar yapmasınlar.

Reklam