yeşil, doğa, manzara

Yeşil ve İstanbul

Gökdelenler, apartmanlar, alışveriş merkezleri, binalar, inşaatlar, otobüsler, metrolar, metrobüsler… Kalabalık, hava kirliliği, çevre kirliliği, gürültü kirliliği, ışık kirliliği ve en önemlisi insan kirliliği… Ve daha fazla tüm olumsuzluklar İstanbul’da. İstanbul, içindeki tüm yaşayan varlıkları öyle bir havaya sokuyor ki, ne İstanbul’la ne de İstanbulsuz yaşayabiliyoruz. Hepimizin dilinde ‘’İstanbul’da yaşanmaz’’ cümlesi kol geziyor. İstanbul’da yaşayan herkesten bu cümleyi duyabilirsiniz ve bunu söyleyen hiç kimse de İstanbul’dan uzaklaşamaz. İstanbul ile arasında bir bağ vardır; nedir hiç kimse bilmez. Burada yaşamak istemez ama yaşar.

kirlilik

  Bir kaç hafta önce memlekete gidip biraz hava alma kararı aldım. Bir kaç saat önce de ilçeden minibüse bindim. Hava biraz yağmurluydu. Açtım pencereyi toprağın kokusu geldi burnuma, mis gibi. Hiç İstanbul’da toprağın kokusunu duyabilen var mı? Belki vardır ama İstanbul’un nadir köşelerinde. Toprağın kokusunu çekerken de gözüm yeşile hasret ya, yol kenarındaki ağaçlar, çiçekler, çimenler bir hoş gözüktü gözüme. İlk defa görüyorum sanki yeşili. İstanbul’da yeşile o kadar aç kalmışız ki orman ya da ağaç gördük mü tuhafımıza gidiyor, ya da bilmiyorum sadece benim tuhafıma gitmiştir.

  Evime geldim, pencereyi açtım her yer de meyve ağaçları, çiçekler, güller… İnsanın gözü dinleniyor. Biraz gözünüzü yukarıya kaldırıyorsunuz dağları görüyorsunuz. Yeşil… Başınızı biraz daha yukarı kaldırdığınızda masmavi gökyüzü. Tertemiz, berrak pamuk gibi bulutlar, hava mis gibi…

orman-yeşillik

  İstanbul’da yaşarken gerçekten çok büyük şeyler kaçırıyoruz. Yaşamımızdan çok şey kaybediyoruz. Toprak ve yeşilden uzak durdukça, sinirli, öfkeli, mutsuz, asık suratlı insanlara dönüyoruz. Birileri bir şey dese de kavga çıkarsam havasına giren çok. Özellikle metrobüs kuyruklarında ve metrobüse binerken bunu farketmek içten bile değil. Keşke ülkemizde yeşile önem verilse de şehirlerimiz betonlaşmaktan kurtulsa. Betonlaşan sadece sokaklar, caddeler olmuyor; bizim duygularımız da betonlaşıyor.

  Siz de biraz İstanbul’dan kaçıp temiz hava solumak isterseniz, vaktiniz varsa şayet gidin bir köye. Hangisi olduğu önemli değil, birini seçin gidin. Yeşil görün, yeşili koklayın, yeşili hissedin…