Japonya ve IŞİD
IŞİD denen terör örgütünün -dikkatinizi çekmek istiyorum! İslam terör örgütü demedim- yaptığı katliamların ne Müslümanlık ile ne de İslamiyet ile alakası var. Her normal bir beyne sahip veya İslam hakkında bilgisi olan bir kişinin Işid şerefsizlerinin yaptığını İslam ile bağdaştıramaz. Sırf adamların bunu ”İslam için yapıyoruz” diyorlar ya da adı içerisinde İslam ibaresi bulunduruyor diye bunu İslam’a mal etmek ne kadar mantıklı?
Bu şeref yoksunu müsveddeler-onlara insan demek hiç içimden gelmiyor- canice insanları katlediyor, sadece gayri-müslimleri, ateistleri, putperestleri öldürmüyorlar, Müslümanları da öldürüyorlar. Bu müsveddeler madem İslam adına adam öldürüyor, neden Müslümanların da canına kıyıyorlar? Sadece buradan yola çıkarak bile bu adamların, amacının İslam adına bir şeyler yapmak olmadığını anlayabiliriz. İslam’ı paravan olarak kullanarak, vahşetlerine devam ediyorlar. Burada oynanan oyunu, ister Müslüman ol ister başka dine mensup ol isterse bir inancın olmasın, görmek için iki gözden fazlasına gerek var mı? Ya da bağnazca bu olanları kabullenmek daha mı kolayına geliyor ”bağzı” insanların? Sosyal medyada görmüşsünüzdür; Sarah Attia’nın Facebook’tan paylaştığı yazıyı. Olanları tam anlamıyla açıklıyor.
Bu yazıda aslında değinmek istediğim konu: Işid geçenlerde rehine olarak aldığı Japonları öldürdü. Ve ayrıca Japonları da tehdit etti. Japonların gözü korktu-terörle önceleri sıkıntıda olmadıkları için doğal- ve Japonya başbakanı Türkiye’deki Japonların ülkelerine geri dönmelerini, gitmeyi düşünenlerin de gitmemelerini söyledi. Türkiye’yi en tehlikeli ülkeler listesine soktu. İyi halt ettiler! Artık Türkiye’ye gelmeyecekler ya, rahatları bozulmaz artık. Tabi ki çok güvenilir bir ülkeyiz, hiç bir sıkıntımız yok demek mantıksız olur. Lakin, bazı medyaların abarttıkları gibi, tehlikeli ülkeler arasına girecek kadar da değil… Türkiye… En tehlikeli ülkeler arasında ha? Yuh! Oha!
Şu ana kadar, Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da Müslüman ya da Gayri-müslim, Sünni ya da Alevi, Kürt ya da Türk, kadın çocuk sivil, yüzlerce binlerce insan öldürüldü. O insanların öldürülmesi, ne Avrupa için ne Amerika için ne de Uzakdoğu için hiç bir şeydi. Şimdiye kadar Japonya ”bana dokunmayan yılan bin yaşasın” modunda idi. Görmediler, duymadılar, konuşmadılar… Kendi canları yanmamıştı. O yüzden Suriye’de Irak’ta ya da başka bir yerde Işid’in birilerini öldürmesi umurlarında değildi. Ya da umurlarında idi de biz mi duymadık?
Şimdi neymiş,Japonya, Işid’in Ürdün pilotunu öldürmesini kınıyormuş. Terörle mücadele için ve insani yardım için ellerinden gelenleri yapacakmış. Vay, ne büyük yardım. Benim gözlerim yaşardı, ya sizin? Japonya, Işid’in Japon vatandaşlarını öldürmesiyle birden terör düşmanı kesildi. Şimdiye kadar ölen insanlar, Japon vatandaşlar kadar değerli değildi tabi… Onların canlarının kıymetli olması için, ya zengin, ya Avrupalı, ya Amerikalı, ya çekik gözlü olması gerek. Ülkeler doğal olarak kendi çıkarlarını gözeterek hareket eder- etmeli de- ama suçsuz, sivil insanların katledilmesi gibi mühim bir konuda, terörle mücadelede birlik olunması gerekmez mi? İlla kendi vatandaşlarımız ölünce mi bir şeylerin elinden tutmalıyız?