Çok önceden yazmayı planladığım bir yazımdı. Bugün Facebook’ta bir paylaşım gördüm ve artık makalemi yazmanın sırası geldi diye düşündüm. Yazmak istediğim konu yine ince çizgiler ile ayrılmış bir husus üzerine: Yobazlık nedir?
Hangi insanlara yobaz diye hitap ederiz? Genelde dini uçlarda yaşayıp da başkalarına baskı uygulayan kişiler için değil mi? Bir nevi kelime din ile özdeşleşmiş. Lakin yobazlık, sadece din değil inançsızlık için ya da herhangi bir düşünce için de geçerlidir. ”Yobaz” kelimesini de TDK ”Kaba saba, inceliksiz, aksi, inatçı” olarak tanımlıyor.
Bugün dikkatimi çeken içerik ile benzer birçok içerik gözüme takılıyordu. Bu paylaşımları yapan kişiler öncelikle kadın, erkek eşitliğini savunan kişiler. Ve her ne hikmetse bu kişiler, eşitlik istemelerine rağmen, tam bir tezatla kadınlar arasında ayrım yapmaktan çekinmiyorlar.
Bugün karşılaştığım paylaşımda: Çarşaflı kadınlar, bir dükkana girmiş -sanırım kırtasiyeydi- çarşaflarının altına dükkandan çaldıkları ürünleri saklıyorlar. İşte bu yüzden çarşaf giymek ülkede yasaklanmalıymış. Tehlikeliymiş, içinde erkek mi kadın mı olduğu belli değilmiş.
Şimdi, tamam eyvallah; içinde erkek mi kadın mı olduğunu anlamak güç. O hırsızlığı yapanların bu dini kıyafeti bir araç olarak kullandığı da doğru. Ama o ahlaksızlar hırsızlık yaptı diye kara çarşaf neden yasaklansın? Dini inançları gereği o kıyafeti kullanan suçsuz kadınlar neden o kıyafeti giymeyi bıraksın? E, hani eşitlik istiyorduk; hani biz bir Cumhuriyet devletiydik; demokratik bir ülkede yaşıyorduk.
Böyle bir yaklaşım, mini etek giydiği ya da gece geç saatlerde dışarıda olduğu için tecavüzün hak sayılmasını düşünen zihniyetle aynı kötülükte olmadı mı? Sen daha ülkende yaşayan kadınlar arasında ayrım yaparken eşitlikten nasıl bahsedebiliyorsun? ”E, ama çarşaflı insanlar tehlikeli.” Sadece çarşaf giyen insanlar mı tehlikeli bu memlekette. Açığı da kapalısı da inançlısı da inançsızı da tehlikeli. Hala bunu kavrayamadınız?
Ülkede korktuğum iki zihniyet var:
- Dini alet ederek inançsızları yok etmeye çalışan tayfa
- Demokrasiyi alet ederek dini yıkmaya çalışan bir tayfa
İşte bu iki zihniyet yüzünden ülke hala kendine gelemedi ve toplum her konuda ikilik yaşıyor. Hangi parti olursa olsun, ülkeyi yönetmek değil de kendi çıkarları doğrultusunda kendi düşüncelerini insanlara empoze etmeye çalışıyor. Bu durum yıllar öncesinde de böyleydi, şimdi de böyle. Dini inancı olan inancı olmayanları zorluyor; inançsız olan da insanların elinden inancını almaya çalışıyor. Lakin kimse bu doğruları söyleyemiyor.
Şunu hala kavrayamayan ve art niyetli birçok insan var: Kimsenin dini, dili, cinsiyeti, ırkı bu ülkede yaşamasını engelleyemez engellememeli. Eğer sen birtakım insanlardan sırf düşüncelerin farklı olduğu için mızmızlanıyorsan, işte kapı orada çık git; nerede yaşamak istiyorsan orada yaşa. Ama hem bu ülkede yaşayıp hem de ”baş örtülüler, kara çarşaflılar” ”dinsizler, açıklar” diye ayırım yapacaksın. Oh ne ala memleket!
Eğer Müslümansan İslamiyetin senden istediklerini yap. İslamiyet senden başkalarının dinine, kıyafetine karışman gerektiğini söylemiyor. Tam aksine gıybet etmeyeceksin diyor. İnsanlarla iyi geçineceksin diyor. Senin insanlara kafir vb. ithamlarda bulunman ne haddine!
Eğer inancın yoksa, inancı olan insanlara alay etme. Dalga geçme. Kıyafetine karışma. Demokrasiyi ya da laikliği alet edip ülkeden dini çıkarmaya kalkma. Ne haddine!
Arkadaşım, şu ülkede gül gibi yaşayıp gidelim işte. Tamam gül gibi yaşayıp gidemiyoruz, her gün başka bir olay. Ama azıcık da biz gayret edelim şu ülke için. Yaftalamaktan vazgeçin artık. Yorumlarınızı bekliyorum.
Harika bir paylaşım olmuş. Çok beğendim. Tam olarak aklımdakileri ifade etmişsiniz. Tebrik ediyorum.
BeğenBeğen
Yorumunuz için teşekkür ederim.
BeğenBeğen
Guzel paylaşım..
BeğenBeğen
Teşekkür ederim.
BeğenBeğen
Çok güzel yazı olmuş tebrikler, kalemine sağlık.
BeğenBeğen
Teşekkür ederim yorumunuz için.
BeğenBeğen
Güzel yazı olmuş elinize sağlık. Ek olarak konuşulacak şeyler siyasete gireceği için bir şey yazmayacağım.
Lakin toplumumuz demokrasiyi bilmeyen sosyal demokrat ve islamın ne olduğunu bilmeyen muhafazakar iki eksen üzerinde durmakta. Bunun yanına hayatında açıp iki kitap okumamış ama size televizyondan ahkam kesen siyasi vekilleri ve sanatçı adı altında meydana çıkarak ahlakı anlatan şarlatanlar ile çevrilmiş durumdayız.
Ben kendini sosyal demokrat nitelendiren bir aile içerisinde büyüdüm. Zamanla gördüm ki sosyal demokrasi ve eşitlik kendi yaşam biçimlerine göre şekilleniyor. Tanıdığım muhafazakar çizgiye sahip iyi insanlardan çok ümitliydim. Yıllar sonra geldiğimiz nokta ise çok daha vahim durumda.
Galiba ötekileştirmeden evvel yaşayan insanlara ilk önce modern insani değerleri ve hoşgörü bilincini yerleştirmemiz gerekiyor. Buna sahip olamayan kişiler eğitim alsa, dini öğrense veya mevki sahibi olsa ne olur olmasa ne olur?
Saygılarımla
BeğenBeğen
Maalesef ötekileştirme ve yaftalama zihniyeti yüzünden her konuda sıkıntı yaşıyoruz ve bölünüyoruz. Dediğiniz gibi bu kişilerin hangi sıfata ya da hangi statüye sahip olması önemli değil. Saygılar,
BeğenBeğen
Bence gayet güzel kritik etmişsin, ön yargı faktörü baskın… Güçlü, güçsüz olayı mevcut… Dolayısı ile dominant olma çabası… değerlerini diretme… saygı geri plan… hakkaniyetten ise bir haber… zor… konuşan çok dinleyen yok… sorgulayan yok… körü körüne inat eden çok… çaresizzzz :))
BeğenBeğen
Yorumun için teşekkür ederim. Saygı maalesef hep geri planda. İnatçılar da çok. Elimiz kolumuz bağlı:)
BeğenBeğen
Hiç katılmadığım bir söz var ; insanlar kıafetleriyle karşılanır kişilikleriyle uğurlanır. Bu tam bir ön yargı kimin ne olduğu bilinmez bizim bize saygımız yokke başkasına nasıl saygı gösterelim. Tv’ler haberler gazeteler diziler aklınıza gelebilecek her şey bizde saygısızlığı çağrştırıyor. Herkesin birilerine hakaret edesi var. Böyle oluncada herkes sadece görmek istedikleri şeyleri görüyor.
BeğenBeğen
Dediklerinize çok katılıyorum. Tv ve sosyal medya bize saygısızlık yapmayı aşılıyor maalesef. Ve bu yüzden saygısız bir toplum yetişiyor.
BeğenLiked by 1 kişi
Sevgili Musa ,herkes öncelikle insana,ve yaşayan her canlıya saygı duyacak,sap ile samanı karıştırmayacak ,karşısındakinden önce kendi paçasını temiz tutacak ve lütfen mümkünse Dini hangi şartta olursa olsun alenen hiç bir şeyle kıyaslamayacak mümkünse ne sosyal medya da ne ortalık yerde Allah’la kul arasına kimse girmez diye biliriz ama maalesef millet bu arada halay çeker duruma geldi ilk kez bunu dile getiriyorum bu beni şahsen üzen bir konu .
Rahmetli babacığımın bir sözü vardı kurulacak arkadaşlıklar dostluklarla ilgili ;asla hiç kimseyi değiştirmeye kalkmayın herkesin kendine has bir çerçevesi vardır uyuşuyorsan başlar devam edersin uymuyorsa yüz yüze geldiğin de bir merhaba kalacak şekilde yoluna devam edersin.
Yobazlığın kelime anlamını yazmışsın doğrusu o bence kabalık samimiyetsizlik hoşgörüsüzlük,saygısızlık bunların da fakiri zengini dini olmaz.
Topluma örnek olması gereken kişiler maalesef bunu körükledikleri için ayrıştırma ve ötekileştirmeyi kendine iş edinenlerin artmasını sağladı.
Geçmişi bilip, hep geleceğe yüzümüzü dönmemiz gerekirken geçmişteki yaşanılanlara özlem duyar olduk.
Ben gençlere hep yolunuz aydınlık olsun derim ,kararan kalpler ve art niyetliler karanlığı iş bilen kötüler onların önüne çıkamasın diye.
Sevgiler .
BeğenLiked by 1 kişi
Yorumunuz için teşekkür ederim. Allah ile kul arasına kimse giremez girmemeli, dediğinize canı gönülden katılıyorum. Kimse kimseye karışmadığı sürece güzel güzel yaşayabiliriz sanırım. Ama bu da mümkün değil, art niyetli insanlar yüzünden. Umarım bir gün düzelir.
BeğenBeğen
Çok mühim bir konuya el atmışsın kardeş.. iyide olmuş yazdığınız hassas bir nokta kanayan bir yara …
BeğenBeğen
Yorumunuz için teşekkürler. Gerçekten de kanayan bir yaramız.
BeğenLiked by 1 kişi
Merhabalar Musa Bey
Öncelikle çok güzel bir konuyu paylaşmışsınız. Bu konuya yıllar önce başımdan geçen olayla açmak istiyorum. Türkiye’nin önde gelen bir kuruluşlarından birisinde (Mağaza Müdürü) yönetici olarak görev yapıyordum. Ofisten, 2 katlı mağazanın güvenlik kameralarını izliyordum. Bir ara Gayet şık (mini etekli, bakımlı üzerinde pahalı elbiseler bulunan ) bir hanımefendi dikkatimi çekmişti.
Fakat dikkatimi çeken giyimi ve tarzı değildi aslında. Dikkatimi çeken onun mağaza içerisinde küçük ama pahalı şeyleri el çabukluğu ile çantasına aktarması idi. Ve sözde medeni, ve sözde yobaz olmayan bu insan mağazadan gizli kapaklı bir hırsızlık yapıyordu. Hanımefendiyi mağazadan çıkmadan hemen durdurdum. Kendisini bir köşeye çekerek durumu izah ettim. Kendisi inkar etti ve olay karakola taşındı.
Karakolda başımdan kaynar sular dökülmüştü. Meğer hanımefendi bilinen bir üniversitenin rektörünün eşiymiş. Şimdi olayı şuraya getirmek istiyorum Musa bey; insanın içinde azıcık Allah korkusu yoksa ister kapalı olsun, ister açık… Olay yobazlık mevzusu ise alın size yobazlığın ağa babası…
İnsanları giyimleriyle, inançlarıyla gruplaştırmak insanlık için yapılabilecek en büyük ihanet olur. İnsanları bir şeyler ile yaftalamak basit ve aciz insanların yoludur.
Ne güzel söylemiş Yunus Emre: Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü… İnsanları sevelim birilerini yaftlamakla bir yerlere bir yerlere varılmayacağının farkında olalım. Ve insanların inançlarıyla giyimleriyle birilerine polemik sağlayacak konuları birilerine malzeme olarak vermeyelim. Demokrasimize balta vurmayalım.
Güzel ülkemin güzel insanları
Bırakın insanları diledikleri gibi yaşasınlar. Musa beyin söylediği gibi; Gül gibi yaşayalım şu ülkede.
Sevgi, saygı ve hürmetlerimle
BeğenLiked by 2 people
Tam da konumuza uyan bir hadise yaşamışsınız. Yobazlığın, kötü niyetin dini ya da dinsizliği yok. Kötülük bir insanın içinde varsa neye inandığın önemi yok, bir yerde muhakkak kötülüğünü açığa vuruyor. Yaşadığınız tecrübeyi yazdığınız için teşekkür ederim. Saygılar,
BeğenLiked by 1 kişi
Merhaba bahsettiğiniz almaya durumu olduğu halde çalma hastalığı yani kleptomoni hastalığı olan bir bayan sanırım.Bu şekilde lüks mağazalardan alıp eşinin daha sonra ödeme yaptığını duyduğum bir vaka benimde olmuştu.Asıl konuya gelirsek doğru toplumu çok sarsmadığı rahatsız etmemek şartıyla herkes her şeyi giyebilir hele ki bu dini inancından dolayıysa iki kere giymeli bence de.Toplumu sarsma ma derken bende kimsenin iç çamaşırını görmek istemem çünkü bazen özgürlük dediğimizde başkasının özgürlüğünü kısıtlıyorsa o da kabul edilemez.Çarşaf eğer hırsızlıktan yada diğer suçlara sebep yasaklanmalıysa o zaman peruk, plastik makyaj ,takma bıyık vs kılık değiştirmeye yardımcı olacak her şey yasaklanmalı derim bir yandan da bu şekilde giyinen kişi de anlayışlı olmalı kendi güvenliği ve başkalrının güvenliği içinde dini inançları rencide edilmeden kimlik tespitine yardımcı olmalı hiç gocunmadan derim.Her zaman her düşüncenin en uçları maalesef çok keskin oluyor çok uçta kalmamak hoş görülü olmak gerekiyor,saygılar
BeğenBeğen
Merhaba,
”Çarşaf eğer hırsızlıktan yada diğer suçlara sebep yasaklanmalıysa o zaman peruk, plastik makyaj ,takma bıyık vs kılık değiştirmeye yardımcı olacak her şey yasaklanmalı derim” sözünüze gerçekten de katılıyorum. Maalesef kendine bakmayıp başkalarına çamur atmaya alışmış insanlar doğruları görmek istemiyor. Hoş görülü olmayı öğrenirsek ve öğretirsek bazı sorunları halledebiliriz diye düşünüyorum. Saygılar,
BeğenBeğen